69pixl>
Erkek ya da kadın bir hasta kısmi ya da tam saçsızlıktan etkilendiğinde saç ekimini düşünür ve kendisine bir çok yöntem teklif edilir.
Saç kökü biriminin verici bölgeden alıcı bölgeye doğru çıkarılması şeklindeki FUE tekniği, saç ekimi alanındaki uzman cerrahlar arasında en yaygın olan saç ekim yöntemidir. Bünyede değişikliklere neden olmayan bu yöntem Fransa’da yine de oldukça yüksek fiyatlarla uygulanmaktadır. Bu durum çok sayıda hastayı, Türkiye’de İstanbul gibi çok ünlü kliniklerin en modern teknikleri kullanıp yüksek kalitede tam refakat hizmeti vermesinin yanısıra Fransa’ya kıyasla %80 kadar daha ucuz fiyatlar verdikleri yabancı ülkelere sağlık turizmi için gitmek kararı vermek sonucunu doğurmaktadır.
FUE cerrahi işlemi, çapının 0,7 mm ila 1,1 mm arasında değiştiği bir mikro delgeç yardımıyla verici bölgeden (genellikle artkafa bölgesi) her saç kökçüğünü kökünden çıkarmaya dayanmaktadır. Kökçüklerin hizalanıp sayılmasının ardından alıcı bölgede kanallar açılır ve ampuller konumlandırılır. Lokal anestezi ile gerçekleştirilen operasyonun tamamı 6 ila 8 saat arası sürmektedir.
FUE yöntemi, Ekim 2003^de yapılan ve bu teknik üzerine son derece cesaretlendirici ilk sonuçların sunulduğu Dünya ISHRS (International Society of Hair Restroation Surgery) tüm dünyadaki uzmanlaşmış kliniklerde yaygınlaşmıştır.
FUE tekniğinin esas avantajı doğrusal değil de saçların tekrar çıkmasıyla görünmez hale gelen noktalara neden olmasıdır. Bünyede değişiklik yaratmayan bu teknik his kaybına sebebiyet vermez, operasyon sonrası daha az bakıma gereksinim duyar ve kök alınan bölgenin daha geniş tutulmasına olanak verir. Böylelikle kök gelişimi daha muntazam olup daha doğal saçlar sunar.
FUT (Kökçük birimleriyle saç nakli) adı verilen klasik teknik, bir sıra kökçüğü yerinden almaya dayanmaktadır ve hasta saçlarını kısa kestirdiğinde yara izleri görünür hale gelebilir. Oysa FUE tekniği, saçların tekrar çıkmasıyla daha kolay kapanıp hızlıca görünmez hale gelecek olan ve bir milimetreden daha küçük çaplı mikro ölçekte yaralar meydana getirir.
Réalisée sous anesthésie locale, en une seule séance et avec des soins post-opératoires légers, le patient pouvant ensuite repartir seul de la clinique et reprendre le cours de sa vie normale dès le lendemain, la greffe de cheveux FUE est une technique chirurgicale non invasive.
Cerrahlar için FUE yönteminin getirdiği en önemli yenilik alıcı bölgelerin şakaklara ya da sakala hatta vücudun diğer tüylü bölgelerine doğru genişletilmesine imkan sağlamasıdır. Gerçekten de bazı hastların durumu tam bir saçsızlık durumu arz etmekte olup verici bölge güçlü kökçükler toplamak için yetersiz kalmaktadır.
Bir FUE saç ekiminde hastanın kafatası, alınacak ve ekilecek olan gerekli sayıdaki saç kökünün belirlenmesi amacıyla tam olarak incelenir. Genellikle bir kökçük, bir ila dört kökten teşekkül ederken, FUE tekniği en iyi alım ve saç nakli sonuçlarını sunar çünkü bu yöntem deneyimli cerraha en üretken kökçükleri seçmek olanağını verir.
Ekilen kökçüklerle saç ekiminde mümkün olan en iyi sounçları elde etmeyi garantilemek için kökler, PRP (Plaksı yapılar bakımından zengin plazma) protokolüne göre işlem görebilir. Hastadan az bir miktarda kan alınıp plazmanın plaksı yapılar ve diğer bileşenlerden ayrılması için santrifüj makinesinden geçirilir. Sonrasında, plaksı yapılar bakımından zengin plazma, bir mikro iğne yardımıyla alıcı bölgedeki kafa derisine tekrardan enjekte edilir. Özellikle Dr. Cinik’in kullandığı bu yöntem (link), nakli yapılmış köklerin gelişimini tetiklemeye yarar.
Böylelikle nakli ve dağılımı daha iyi yaparak FUE yöntemi, hastaya saçlarının daha muntazam ve doğal bir şekilde tekrar öıkmasını garanti eder.
Kafatası dokusunu daha iyi muhafaza eden bir tıbbi usul sayesinde, FUE saç ekimi yapılan hasta, lokal anestezinin etkisi geçtiği andan itibaren verici bölgede his kaybına uğramaz. Alıcı bölgede ise hasta ekilen saçlarını o kadar yoğunlukla hisseder ki bazen operasyonu takip eden ilk bir kaç gün boyunca hafif bir ağrı kesici (Parasetamol) almak zorunda kalır.
Nakli yapılan “yeni saçlarıyla” dikkatli olması şartıyla ve sağlık ve doğal içeriklerden müteşekkil az yıpratıcı olan saç ürünleri kullanarak ve güneşe maruz kalmaktan (en azından operasyonu takip eden sekiz ay boyunca) kaçınmak için şapka kullanarak, hasta hiçbir operasyon sonrası komplikasyondan muzdarip olmayacaktır.
FUE saç ekimi tekniği, klasik “FUT” tekniğine kıyasla dezavantajdan daha ziyade avantajlar sunar. Yine de bu yöntem verici bölgenin tıraşlanmasını ve alıcı bölgede kesi kanallarının oluşturulmasını gerektirir. Bu yöntem FUT yönteminden daha pahalıya gelir.
FUE yöntemi, verici bölgedeki köklerin sayılıp seçilerek çıkarıldıktan sonra alıcı bölgenin hazırlanması amacıyla müdahale öncesinde saçların tıraşlanmasını zorunlu kılar. DHI yönteminde saçların tıraşlanması zorunluluğu yoktur.
Alıcı bölgeden çıkarılmış kökçüklerin tekrar büyümesi için saç cerrahı, köklerin geleceği saç nakli kanallarını açmalıdır. DHI yönteminde bu gerekli değildir.
Sonuçta FUE ile elde edilen saç yoğunluğu, ekim delgisiyleyle saç ekim tekniği olan DHI modeli karşısında daha az kayda değerdir. Aynı şekilde hastanın saç türü gerekli kıldığında, bazı saçlı bölgelerde yoğunluk artırmak amacıyla FUE ve DHI saç ekim yöntemlerini birlikte kullanmak mümkündür.
Alıcı bölgenin çizgilerle belirlenmesinden operasyon sonrası bakıma, tıraşlama yapılarak köklerin çıkarılması ve yaraların kapanmasına kadar FUE yöntemi, mümkün olan en iyi sonuçları elde etmek ve hastaya güzel bir yeniden doğma hissi sunmak için yöntemsel bir işleyiş programına uyarak ilerler.
Bir saç ekimi her zaman fotoğraflarla başlar ve biter. Tıbbi ekip süreç öncesi, sırası ve sonrasında klişeleri takip eder, saçların yarı uzunlukta tekrar çıkacağı bölgeleri işaretleyen çizgilere uyar.
Kısmi veya tam saçsızlığı gidermek için hesaplanan gerekli kökçük sayısı ile birlikte tanımlanmış olan alıcı bölge aynı verici bölgede olduğu gibi tıraşlanır, kökçükler ise ancak 1 mm’den daha kısa olurlarsa yerinden alınabilirler. Tam tıraşlama sıklıkla yapılmaktadır.
Lokal anestezi yapıldıktan sonra kökçüklerin yerinden alınması başlar. Bir ila dört saçtan müteşekkil bu kökçükler, hastanın saç kalınlığına göre çapı 0,7 mm ila 1 mm arasında değişen “delgeç” tipi delikli iğneler yardımıyla köklerinden sökülürler. Mikro cımbızlarla çıkarılan her kökçük, saç nakli süreci boyunca canlılığını muhafaza etmesini sağlayan sıvı bir çözeltinin içine konur.Bir seansta toplanan kökçük sayısı, saç sayısı 2000 ila 6000 arasında olan hastaya, verici bögenin yoğunluğuna ve uzunluğuna göre 1000 ila 2000 arasında değişmektedir. Cerrahi ekip böylelikle her hastanın ihtiyacını daha net hesaplayabilir.
Çıkarılan kökçükler, saç naklinde esas olan bir protokole göre hazırlanıp muhafaza edilirler. Stereoskopik mikroskop altında sayılan ve seçilen kökçükler idel sıcaklıkta muhafaza edilecek ve ekilen saçların en iyi şekilde naklini ve büyümesini garanti eden bir PRP işlemine tabi tutulacaklardır. Bu “laboratuvar” anları aynı zamanda hastaya ekim öncesinde rahatlamak ve güç kazanmak için tahsis edilmiş bir odada kahvaltı eşliğinde bir mola vermek imkanı tanır.
Lokal anestezi bu sefer alını bölgede tatbik edilir, 1 mm’den daha küçük bir iğne yardımıyla delikler açılır. Kesinin derinliği kökçüğün tam uzunluğuna eşit olup, kafatasını kaplayan çok sayıda kan damarında yara açmaktan kaçınmalıdır. Kesiler, saçlara doğal hareketliliğini tekrar kazandırmak için saçların gelecekteki büyüme açısını belirlerler. Sonrasında, her kökçük, boyu ekilecek kökçüğe göre değişiklik gösteren bir ekim kalemi yardımıyla istenen çizgi ve açıya göre saç derisinin içine yerleştirilir.
Seans sonunda hasta, kendisine ameliyatını yapan cerrah tarafından belirtilen operasyon sonrası tavsiyeleri ve bakımları takip eder. İlk bir yıl boyunca güneşe çıkılmaması tavsiye edilir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme, eksikliği durumunda vitamin ve mineral takviyesi, kullandığınız saç bakım ürünlerine özellikle dikkat etmeniz, saçlarınıza daha hassas muamele etmeniz (daha az saç kurutma makinesi ve saçın çekiştirilmesi), saçınızın hak ettiği ilk tedbirler arasında yer almaktadır. Esans yağları (hakiki lavanta, biberiye, adaçayı, sedir, limon otu), bitkisel yağ (hindistancevizi yağı, zeytin yağı, jojba yağı) içinde %3 oranında çözünerek kökçükleri besleyip gelişimini hızlandırarak saçlarınızın kıymetli bir müttefiki haline gelebilirler.
Nakil yapılan saçların yaklaşık %80’i operasyondan 3 ila 6 hafta sonrasında dökülmektedir. Bu saçların köklerinden 3 ya da 4 ay sonra ise yeni saçlar çıkar. Hale saçla kaplı olan bölgelerden (kafatasının arka bölümü, şakaklar) çıkarılan ve daha önce kafatasının üst bölümüne ekilmiş olan saçlarla aynı genetik kodlara sahip olmayan kökçükler, hemen hemen ömür boyu kök salarlar.
İstanbul’da yapılan bir saç ekiminin fiyatı, deneyimli ve yüksek düeyde nitelikli cerrah seçimi ve bunların kendi tıbbi alanlarında en ileri teknolojileri kullanımları da dahil olmak üzere Fransa’ya oranla yaklaşık %80 daha ucuzdur. Dr Cinik kliniğinde, saçların tekrar çıkması sonucunu garanti edecek biçimde FUE saç ekimi PRP (plaksı yapılar bakımından zenginleştirilmiş plazma) protokolü ile birleştirilmektedir. Sunulan fiyatlara, havaalanından itibaren size özel bir refakatçi, özel araç ile havaalanı/otel/klinik transferleri ve kahvaltı dahil 5 yıldızlı otelde konaklama dahildir.
Paketlerimiz ve koşullarımız hakkında daha fazla bilgi